Karıncanın Su İçtiği

Kurmaca Günlükler - II


[ KARINCANIN SU İÇTİĞİ ]*

Düşümde susuzluktan ölmekte olan bir karıncaydım.

Uyandım ve komodinin üzerinde duran sürahiye uzandım. Sürahi boştu. Bardağın dibindeki birkaç damlayı ağzıma döktüm. Yataktan kalkacak gücü kendimde bulamıyordum.

Kalktım. Mutfağa gittim. Dolaptan bir su bardağı alıp musluğa uzandım ve çeşmeyi açtım. Su akmıyordu. Şaşkındım, musluğu birkaç kez açıp kapadım, su hala gelmemekte direniyordu. Bende okkalı bir küfür savurdum.

Bardağı tezgâhın üzerine bırakıp yemek masasına çöktüm. Masanın üzerinde yatmadan önce yazmaya çalıştığım öykünün taslakları duruyordu. Öfkeyle tüm yazdıklarım yırtıp yok ettim.

Kâğıt parçaları masanın üzerinde dağılıp kaldılar. Oysa bu metin tam on beş günlük bir emeğin mahsulüydü. Bir mübarek öfke sayesinde kurtuldum ondan.

Öfkeyi aşağılayan tüm filozoflara ahmaklar gözüyle bakıyorum. Adam gibi öfkelenemedikleri için öfkeye olan tüm garezleri. Bir kez haklı bir öfkeleri olsaydı bilirlerdi ki öfke yaratılmış en kutsal duygudur.

Masanın başında susuzluktan kıvranırken yaşadıklarım ile rüyam arasındaki gizi çözmeye adadım kendimi. Tüm adanmışlıklarım gibi bu da düzmeceydi.

Rüyamın tabiri gecenin en karanlık vaktinde ilham oldu:

“Karıncanın su içebilmesi için sakin, huzurlu ve devinimsiz bir suya ihtiyacı vardır.”

Ben de bunların hiçbiri yoktu işte. 

*[ izzet koçak ]


Şubat 2014